Dünyamızda 1980 yılında toplam 61 milyon ton plastik üretilmiş, bu miktar 1990’larda % 130 artışla 140 milyon tona ulaşmıştır. Üretilen bu plastik malzemenin büyük çoğunluğu kullanıldıktan sonra fonksiyonu kaybetmekte ve plastik atık olarak atılmaktadır. Ülkemizde de sayıları yaklaşık 2500 dolayında olduğu tahmin edilen plastik işleyen firmalar en yaygın olarak AYPE, YYPE, PP, PVC, PS ve PET gibi plastik maddeleri tüketmektedirler.
Plastikler işlenmeleri sırasında dikkate değer bir kirlilik göstermekte ancak kullanıldıktan sonra atılması ile çevreyi önemli boyutlardaki kirletmektedir. Gerçektende çok yaygın olarak kullanılan plastik ambalaj malzemesinin doğa koşullarında uzun yıllar parçalanmaması ve bozulmadan kalması bu kirliliğin her geçen gün artmasına neden olmaktadır. Ayrıca yoğunlukları düşük olduğundan atıklar içinde göze en fazla çarpanlar plastik ürünleridir. Bunun sonucu olarak ta önemli bir çevre kirliliği oluşmaktadır. Atık plastiklerin yeniden değerlendirilmesinin bir boyutu da ekonomiktir. Yoğun kimyasal hammadde üretimi ve bu maddeden üretilen plastik maddelerin yeniden değerlendirilerek ekonomiye katkıları sağlanmalıdır.
Atık plastiklerin değerlendirilmesinde teknolojik ve ekonomik hususların yanında organizasyon sorunu da önemlidir. Organizasyon ise plastik atıkların bulunması, toplanması, sınıflandırılması, yeniden değerlendirme mahalline gönderilmesi, ürünlerin pazarlanması gibi bir çok hususu içermektedir. Örneğin, İstanbul’da ilkbahar ve yaz aylarında plastik oranları genelin üzerine çıkmaktadır. Ancak plastik atıkların içindeki plastik türleri ülkemizde sağlıklı bir şekilde saptanamamıştır. 1985 yılında yapılan bir araştırmada İstanbul’daki katı atık içindeki plastiklerin % 70’e yakın bir bölümünün polietilen esaslı olduğunu ortaya koymuştur. Bu miktar çevre kirliliğini yaratmasının yanında önemli bir ekonomik değer oluşturmaktadır.Ayrıca katı atıklarında ilerleyen yıllarda yüzdelerinin artması endüstrileşme sürecinin bir göstergesi de sayılabilir.